Her geçen gün yapay zeka yüzünden işten çıkarılan ekipleri bir süre sonra geri çağıran büyük şirket haberlerini okuyoruz. Bizce bu zaten olmasını beklenen bir sonuçtu. Çünkü aynı 1990’larda internetin yaptığı gibi, yapay zeka da aslında sadece işin tanımını değiştiriyor. Elbette değişim korkutucu olabilir, ancak son yıllarda şahit olduğumuz şey, değişimin iş yapma şeklimizi yeniden keşfetmek için bir fırsat olabileceği. Çalışanlar ve daha da önemlisi işverenler için önümüzdeki değişiklikleri yönetmenin en iyi yolu, önce beceriye odaklanan bir zihniyet benimsemek olmalı.
Peki bir çalışan olarak siz ne yapmalısınız?
Öncelikli olarak yaptığınız işleri bir ünvan olarak değil, bir dizi görev olarak düşünmelisiniz. Daha sonra bu görevlerin yapay zeka geliştikçe düzenli olarak değişeceğini de anlamanız gerekir. İşinizi yapay zekanın tamamen üstlenebileceği görevler, yapay zekanın verimliliğinizi artırabileceği görevler ve benzersiz becerilerinizi gerektiren görevler olarak ayırarak, rekabet gücünüzü korumak için gerçekten yatırım yapmanız gereken becerileri belirleyebilirsiniz.
İşverenler de değişimi anlamalı ve doğru hamle yapmalı
Ancak en büyük görev bu noktada en büyük kararsızlığı yaşayan işverenlere düşüyor. Yapay zekanın yükselişi, yetenekleri işe almak ve geliştirmek için beceriye dayalı bir yaklaşımın önemini artırıyor. İnsanlar yapay zeka becerilerini çok hızlı bir şekilde öğreniyor ve bu yeni geliştirilen becerileri uygulamaya koyma isteği de var. İşe alım süreçlerinde artık yalnızca kişinin sahip olduğu akademik dereceye ya da daha önce yaptığı işlere değil, bu becerilere odaklanan liderler, çalışma şeklimiz değişmeye devam ettikçe daha fazla potansiyel ortaya çıkaracak ve daha çevik olabilirler.
İşyerleri yeni nesil okullar olacak
Aynı durum yeteneklerin geliştirilmesi için de geçerli. Değişimin çok hızlı olması artık eğitimin okullarla sınırlı kalamayacağı anlamına da geliyor. Bir insanın üniversite eğitiminde öğrendikleri, iş hayatını tamamlamaya artık yetmiyor. Yeni İşverenlerin giderek daha fazla eğitimciye dönüşmeliler. Emin olun bundan sonra işverenlerin işe alım için eğitim vereceklerini ve çalışanları yeni işlevlere ve hatta yeni kariyerlere yönlendiren beceri geliştirme ve görev turları aracılığıyla sürekli değişen rollere terfi için eğitim vereceklerini göreceğiz. Bu, öncelikli olarak belki yapay zeka ile ilgili ancak daha da önemlisi, insan becerileri için de geçerli olacak
Yapay zeka, var olan çalışanların yerini alacak bir çözüm değil yalnızca bir araç olarak görülmeli. Yapay zeka, insanları değiştirmez, onların işlerini daha etkili bir şekilde yapmalarını sağlamalı ve işlerinin daha değerli ve daha insani kısımlarına odaklanmaları için zaman tanımalı. Düzenli olarak daha rutin veya tekrarlayan işlerde yapay zekanın yardımını alabilir ve böylece yeni fikirler üretmek için daha fazla zamana sahip olabilirsiniz. Ya da bir IK uzmanı, iş ilanlarının oluşturulmasını yapay zekaya bırakarak zaman kazanabilir ve işe alım sürecinin daha stratejik kısımlarına, örneğin adaylarla konuşmak ve onlarla ilişkiler kurmak gibi, odaklanabilir.
İşverenlerin yapay zekayı; ucuz, hızlı ve yorulmayan bir iş gücü olarak görmeyi bırakması, gelişen teknolojiye yönelirken aynı zamanda çalışanlarını da yapay zeka becerileri ve pratik insan becerileriyle uyumlu hale getirmesi en doğru adım olabilir. Böylece sanılanın tam tersi olarak daha robotlaşmış bir yapay zeka çağı yerine her zamankinden daha insancıl ve daha tatmin edici yeni bir iş dünyası oluşturulabilir.
