“`html
Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması ve küçültülmesi döneminin sonuna geldik. Kuruluşundan bu yana süregelen kaygılar nihayet sona erdi. Zira bu yöndeki tüm planlar başarısız oldu.
Bu söylemleri ortaya atanlar güç kaybetti ve Avrupa, ABD gibi ülkelerin uzun yıllardır PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri üzerinden yürüttükleri faaliyetlerin sonu geldi.
Yüz yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nu ortadan kaldıran güçler, 21. yüzyılın başında Türkiye’yi yeniden hedef almıştı. 11 Eylül’den sonra yeni Ortadoğu haritaları çizilirken, Türkiye de bu hedefler arasında yer aldı. Ancak bu saldırı, 15 Temmuz’da nihayete erdi.
15 Temmuz, Türkiye’nin yükselişindeki yeni bir dönüm noktası oldu. Dışarıda küçültmeye çalışanlar, içerideki terör ve ayrışmayı sona erdiren, çevresinde güvenlik kalkanları oluşturan bir ülke ortaya çıkardı.
İçerdeki Truva Atları tasfiye edilirken, Batı’nın emperyalizminin sinir uçları Türkiye’nin hedefi haline geldi. Doğu Afrika’dan Güneydoğu Asya’ya, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar Türkiye’nin etkisi yayıldı.
Şimdi korkulardan sıyrılarak, “coğrafyanın parçalanması”na engel olma iradesiyle hareket edeceğiz. Türkiye’nin başlattığı “coğrafya bütünleşmesi”nin yönünü ve yapılacakları tartışacağız.
Soğuk Savaş sonrası önemli dönüşümler yaşanıyor. Dünya düzeni köklü bir değişim içerisinde. Batı’nın tarihi boyunca yaşadığı en büyük dönüşümlerden birine tanık oluyoruz.
ABD-Avrupa ayrışması basit bir olay değil; “Trump Amerika’sı”nın dünya genelindeki etkiye dair girişimleri kalıcı bir değişimi işaret ediyor.
Uluslararası sistemin çöküşü, sadece geçmişin modasının geçmesiyle değil, yeni ve büyük milletlerin yeniden yapılandırmasıyla şekillenecek ve Türkiye de bu hedefin merkezinde yer alacak.
Artık “Süper Türkiye” kavramından bahsedeceğiz. Tarih oluşturan milletlerin yeniden ortaya çıktığı bu kritik dönemde, Türkiye’nin doğu ve batı üzerindeki siyasi mirası yeniden şekilleniyor.
Türkiye’yi bölecek hiçbir güç kalmadı. ABD bölgesel meselelerine yoğunlaşırken, Avrupa kendini koruma çabasındadır.
Tehdit kaynakları zayıflarken, Türkiye gücünü artırıyor ve çevresini yeni bir huzur ve güvenlik alanı için yapılandırıyor. Yenilikçi ortaklıklar kurarak büyük başarılara imza atıyor.
Savunma sanayindeki büyük atılımlar yalnızca silah üretimiyle sınırlı değil; Orta Asya’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada hakimiyet kurma çabasıdır.
Hedef; Türkiye’nin tarihsel gücünü yeniden canlandırmak ve coğrafyadaki ortaklıkları güçlendirerek daha geniş bir etki alanı yaratmaktır.
Her şey; onların güç kaybetmesiyle ve bizim güçlenmemizle başladı ve bu gelişim 21. yüzyıl boyunca sürecektir. Herhangi bir felaketin bunun önüne geçmesi mümkün görünmüyor.
Türkiye, terörle mücadelede her türlü riski göze alacak. İçerdeki vesayet yapılarını ortadan kaldırmak ve aşırılıkları sona erdirmek için gerekli adımları atacaktır.
Hiçbir şey, bu jeopolitik zihniyetin önünde duramayacak. Günümüz dünyasında jeopolitiği en etkin şekilde kullanan ülke Türkiye’dir.
Artık “harita parçalamalarını” değil, “harita birleşmelerini” tartışacağız. Kendi uluslararası kurumlarımızı kurarak yeni bir liderlik vizyonu oluşturacağız. Eskiden haritaları çizenlerin, artık kendi salgınlandıkları haritaların işaretlerini taşıdığı bir dönüm noktasındayız.
Yirmi beş yıl önce kurulan haritalar artık geçerliliğini yitirdi ve yeni bir düzenin gereklerini yerine getirmek üzere yeniden şekillenecek. Türkiye, “terörsüz bir ülke” hedefine odaklı harekete geçiyor.
Artık karşı tarafın gücü kalmadı. Batı’nın bu terör örgütünü desteklemesi için bir temel bulunmuyor. Geçmişin koşulları geride kaldı ve yeni bir çağ açılıyor.
Bu kart; ABD, İngiltere, Fransa ve PKK’nın elinden alınacak. Coğrafyada yepyeni bir güç sıçraması gerçekleşecek!
Coğrafya bütünleşmesinin önünde artık engel kalmayacak. Bunun sağlanması için yeni ve cesur politikalar izlenmesi gerekecek.
Dünyayı dikkatle değerlendirirken, “Trump Amerika’sının” niyetlerini, Avrupa’nın yalnızlaşmasının sonuçlarını ve bölgesel süper güç olma yolunda Türkiye’nin rolünü anlamamız gerekiyor.
Orta Asya ile Kızıldeniz arasında yeni bir Süper Kuşak fırsatı doğuyor. Türkiye, yüz yıl sonra imparatorluklar aklının yeni bir coğrafya inşa edeceği bir döneme girmiş durumda.
İstikrarsızlıklar ve çatışmalar yerine, yeni ve üst aklın ortaya çıkmasına tanıklık edeceğiz. Batılı emperyalistlerin bölgedeki hegemonyasını kaybettiği bir çağ geliyor.
Devletler ve çok uluslu şirketler üzerindeki baskının artmasıyla, “Türkiye Aklı,” birçok ülke ve millet için bir yol haritası olarak öne çıkıyor. Tüm gözler Türkiye’nin güçlü yapısına çevrildi.
Türkiye, bölgedeki güç dengesini değiştirerek, Suriye ve diğer komşularını da kurtarma çalışmaları yürütüyor. PKK gibi gruplar artık yalnızca destekle ayakta kalamayacak durumda.
Bugün, PPB ile ilgili hiçbir ülke kendini riske atmak istemiyor. Türkiye bugüne dek olabilen son şansını yakalamış durumda ve bu fırsatı değerlendirirse, bölgedeki bütün dengeleri değiştirebilir.
Uzun yıllar boyunca Türkiye’yi içeriden vuran Avrupa, şimdi Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duyar hale geldi. Bu değişimin ortaya koyduğu güç dengesizliği oldukça çarpıcı.
“`
More Stories
TKDK’den Ankara’daki çevre dostu tarım tedbirlerine hibe
Gaziantep’te 2,5 milyon TL değerinde kaçak malzeme ele geçirildi
Erzurum’da Kasaplar Uyarıyor: Ramazan’da Ucuz Kıyma Almayın